31 Aralık 2015 Perşembe

Kürk Mantolu Madonna


Yıllar önce arkadaşım sayesinde tanıdığım sonra neden oldu bilinmez bir anda popülerliğe kavuşan, çokça okunan Sabahattin Ali. Peki, Sabahattin Ali neden insanları bu kadar kendine çekmiştir?

Sabahattin Ali pek çok şiir, öykü ve romana sahip olan bir yazardır. Fakat en bilindik üç kitabı başta Kürk Mantolu Madonna  olmak üzere İçimizdeki Şeytan ve Kuyucaklı Yusuf’tur. Ama en bilindik ve ne sevilerek okunan romanı Kürk Mantolu Madonna’nın hikayesi nedir?

Kürk Mantolu Madonna

Romanın baş karakterleri Maria Puder  ve Raif Bey’dir. Raif Bey romanın genelinde kendi halinde, naif, içine kapanık, dış dünyayla bağlantısı olmayan, ahlaklı ve oldukça sıkıntıları olan bir adamdır. Ancak bu içine kapanıklığın temelinden her zaman kalbinde olan aşkı yatmaktadır. Maria Puder ise diğer ismiyle Kürk Mantolu Madonna güçlü, sağlam karaktere sahip olan bir kadındır. Erkeklere güvenmeyen, kimseyi sevemeyen bir insandır.

Hikaye Raif Bey ile Rasim Bey’in aynı yerde işe başlamalarıyla başlar. Rasim Bey genç ve kişisel özellikleri bakımından Raif Bey’e biraz benzemektedir. Raif Bey o kadar içine kapanık ve az konuşan bir insan olmasına rağmen Rasim Bey ona karşı bir sempati beslemiştir. Zamanla bir iş vasıtasıyla arkadaş olan Rasim Bey ile Raif Bey birlikte vakit geçirirler. Raif Bey hastalanınca, geçmişte yaşadıklarını anlattığı defteri Rasim Bey’den yakmasını istemesi ve Rasim Bey’in kitabı okumasıyla anlaşılmıştır.

Her şey Raif Bey’in babasının Raif Bey’i Berlin’e sabun fabrikasında çalışması için göndermesiyle başlar. Sanata ilgi duyan Raif Bey müzeleri, sanat galerilerini gezmekten çok hoşlanmaktadır ve bir gün gezerken bir tablo ile karşılaşır. Bu tablo Kürk Mantolu Madonna tablosudur ve Raif Bey bu tablodan çok etkilenir. Sürekli gidip o tabloya bakan Raif Bey’i tablonun sahibi olan Maria Puder fark eder. Bir gün Maria Puder’i yolda gören ve tablodaki kadına benzeten Raif Bey kadını takip eder ve böylelikle gece kulübünde çalıştığını anladığı Kürk Mantolu Madonna’sını bulmuş olur. Raif Bey, Maria Puder’e aşık olmuştur. Maria Puder insanlara güvenmemesi sebebiyle oldukça zor seven birisi olmasına rağmen Raif Bey’in naif kişiliğine oda aşık olmuştur. Birlikte pek çok güzel zamanlar geçirmişlerdir.


Bir gün Raif Bey’e “Baban öldü, çabuk gel” şeklinde gelen telgraf ile birlikte Raif Bey hemen Türkiye’ye dönmüştür. Maria Puder ile planlar yapmış, Türkiye’deki işleri bitirince onu yanına alacağına dair karşılıklı sözler verilmiştir. Maria Puder ile mektuplaşmaya devam eden Raif Bey’in işleri halletmesi biraz uzar ve bu sırada mektuplar aniden kesilir. Kendisini kandırılmış hisseden Raif Bey, sevmediği bir kadınla evlenir ve mutsuz bir yaşam sürer. Yıllar sonra Maria Puder'in akrabasıyla karşılaşıp ona sorular sorunca Maria Puder’in öldüğünü öğrenir. Akrabasının yanında duran kız çocuğunun da Maria Puder'in çocuğu olduğunu, hastalığa rağmen doğurduğunu ve kim olduğunu bilmemelerine rağmen babasının Türk olduğunu söyler. Kız çocuğunun kendi kızı olduğunu anlayan Raif Bey, trenin zil sesinin çalmasıyla küçük kızın ardından bakakalır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder